Yine mi?..
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Yine mi?..
" Jamié! Jamié! "
Tanımadığı bu ses azda olsa irkilmesini sağlamıştı kızın. Yavaşça arkasına doğru döndü. Nefes nefese kalan delikanlıyla aralarında bir-iki santimetre kalmıştı neredeyse. Hışımla bir adım geriledi. Çocuğun suratına konuşmasını bekleyen gözlerle bakıyordu. Adını bilmediği şu Slytherinli yakışıklı tık nefes konuşmaya başladı. " Müdür odasında seni bekliyor. " Jamié tam neden çağrıldığını sorucakken çocuk tekrar konuşmaya başladı. " Neden çağırdığını söylemedi. " Anlamlı anlamlı başını sallayarak çocuğu orda bırakıp ilerlemeye başladı. Kafasındaki yorucu düşüncelerle ilerlerken yüzü sıkıntıdan kasılmıştı. Ne kadar düşünsede çağrılması için bir sebep bulamıyordu. Hızlı ve sık adımlarla kuleye ulaşmıştı. Taş heykelin önünde durup parolayı hatırlamaya çalıştı. Sihirli kelimeyi beyninde bulduğunda taş heykele yaklaştı. Kararlı bir sesle mırıldandı : " Vızıldayan Fış-Fışlar. " Heykel dönerek yana çekildiğinde vakit kaybetmeden merdivenleri tırmanmaya başladı. Kapıyı iki kere çalarak araladı. Müdür kararlı bir ifadeyle masasında oturmuş sabit bakışlarla kızı inceliyordu. Hafifçe başını öne eğdi Jamié. Kapıyı kapıyarak odaının ortalarına doğru ilerledi. Ardından ahşap masanın tam önünde durdu. Başını yerden kaldırmadan mırıldandı, " Beni çağırmışsınız ? "
Tanımadığı bu ses azda olsa irkilmesini sağlamıştı kızın. Yavaşça arkasına doğru döndü. Nefes nefese kalan delikanlıyla aralarında bir-iki santimetre kalmıştı neredeyse. Hışımla bir adım geriledi. Çocuğun suratına konuşmasını bekleyen gözlerle bakıyordu. Adını bilmediği şu Slytherinli yakışıklı tık nefes konuşmaya başladı. " Müdür odasında seni bekliyor. " Jamié tam neden çağrıldığını sorucakken çocuk tekrar konuşmaya başladı. " Neden çağırdığını söylemedi. " Anlamlı anlamlı başını sallayarak çocuğu orda bırakıp ilerlemeye başladı. Kafasındaki yorucu düşüncelerle ilerlerken yüzü sıkıntıdan kasılmıştı. Ne kadar düşünsede çağrılması için bir sebep bulamıyordu. Hızlı ve sık adımlarla kuleye ulaşmıştı. Taş heykelin önünde durup parolayı hatırlamaya çalıştı. Sihirli kelimeyi beyninde bulduğunda taş heykele yaklaştı. Kararlı bir sesle mırıldandı : " Vızıldayan Fış-Fışlar. " Heykel dönerek yana çekildiğinde vakit kaybetmeden merdivenleri tırmanmaya başladı. Kapıyı iki kere çalarak araladı. Müdür kararlı bir ifadeyle masasında oturmuş sabit bakışlarla kızı inceliyordu. Hafifçe başını öne eğdi Jamié. Kapıyı kapıyarak odaının ortalarına doğru ilerledi. Ardından ahşap masanın tam önünde durdu. Başını yerden kaldırmadan mırıldandı, " Beni çağırmışsınız ? "
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
Sinir bozucu öğrencilerimden biri yine okulu birbirine katmıştı. İçeri girdiğinde; hiç bir şey olmamış gibi neden çağrıldığını sormasını bekliyordu. Sanki yaptıklarından haberdar değildi. Bu olaydan nefret ederdi. Sukunetle kaşıdığı; baş parmağını, kırtlatmak için çektiğinde; odasında kırt sesleri yankı yapmıştı. Etrafta ki tüm müdürler portleri seslerin nereden geldiğine bakmaya çalışıyorlardı. Oysa sadece parmağımdı. Deri koltuğumdan yavaşça kalkıp; kulemin muhteşem camından, muhteşem Hogwarts Manzarasına bakmaya başladım. Yavaşça duvara dokunduğumda; bu odaya ilk kez I.Sınıfta geldiğimi hatırladım. Şu gerzek ile kavga etmiştik. Jamie'nin babasıyla tabii ki. O zaman müdür babamdı. Belki de bana yardımcı olur diye umardım her zaman. Fakat hep aksi olurdu. Bana daha katı davranılırdı. Oysa o lanet adam benim sinirlerimi bozan mahlukattı. O zamanlar hedefim bir; Baş Seherbaz olmaktı. Oysa; Hogwarts Müdürü olmuştum. Hiç bir alakası yoktu. O sırada; yakışıklı fakat beyni boş olan bir Slytherin'li Jamie'nin yanına göndermişti. Çünkü; bugün yaptığı kavgayı oldukça iyi biliyordu. Ve bunun tek faturası Jamie'ye kesilebilirdi. Kapıyı çalıp, yavaşça kapıyı açtı ve kapattı. Masamın önünde boynu bükük bir şekilde durdu. " Beni çağırmışsınız ? " dedi. Güzel bir gülümsedim ve ardından "Siz Slytherin'liler boynunuzu bükmezsiniz. Bu o hırkoloz babanın lafıydı. Şimdi şu saçmasapan kavganı anlat, Estaign." dedim. Babasının aynısı olduğu belliydi. Zaten Slytherin'den başka bir şey beklenmezdi.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
"Siz Slytherin'liler boynunuzu bükmezsiniz. Bu o hırkoloz babanın lafıydı. Şimdi şu saçmasapan kavganı anlat, Estaign."
Yavaşça başını kaldırdı Jamié. Kullanılan bu iğneliyici cümlede babasının adının geçmesi oldukça rahatsız etmişti genç kızı. Buna fazla takılamadı yinede. Anlatması gereken bir kavga vardı çünkü. Şimdi düşündüğünde o bile net hatırlamıyordu sabah yaptığı kavgayı. Gryffindor'lu bir taşra sürtüğünün ona hakaret etmesinin ardından kendini kızın üstünde bulmuştu. Etraftakilerde zaten kavga beklediğinden hiç karışmamışlardı kızlara. Uzun bir hırpalamanın ardından Slytherinli büyük sınıflardan bir çocuğun kendisini kızın üstünden aldığını hatırlıyordu. Doğru kelimeleri bulmaya çabaladı beyninde. Kelimeleri ard arda dizip mantıklı birer cümle haline getirdiğinde müdürün yüzüne bakarak konuşmaya başladı. " Bana hakaret etti!. " Sesinin fazla yüksek ve sinirli çıktığını fark edip ses tonunu düşürdü. Müdür bu tavrının ardından kaşlarını kaldırmış sert bakışlarla yüzüne bakıyordu. " Bende dayanamadım ve kızın üzerine atladım. Bir kaç yumruk işte. Fazla hasar verebildiğimi zannetmiyorum. " Ses tonunu yumuşatmasının ardından ukala bir tutum takınmıştı. Müdürü sinir etmek uğruna her türlü ceza çekmeyi göze alabilirdi. Ki zaten bu tavırlarının ona pahalıya patlıycağını çok iyi biliyordu. Konuşmasından sonra yüzüne gıcık edici derecede bir sevimlilik yaydı. Bu şekilde gülümseyerek tam müdürün gözlerinin içine bakıyordu.
Yavaşça başını kaldırdı Jamié. Kullanılan bu iğneliyici cümlede babasının adının geçmesi oldukça rahatsız etmişti genç kızı. Buna fazla takılamadı yinede. Anlatması gereken bir kavga vardı çünkü. Şimdi düşündüğünde o bile net hatırlamıyordu sabah yaptığı kavgayı. Gryffindor'lu bir taşra sürtüğünün ona hakaret etmesinin ardından kendini kızın üstünde bulmuştu. Etraftakilerde zaten kavga beklediğinden hiç karışmamışlardı kızlara. Uzun bir hırpalamanın ardından Slytherinli büyük sınıflardan bir çocuğun kendisini kızın üstünden aldığını hatırlıyordu. Doğru kelimeleri bulmaya çabaladı beyninde. Kelimeleri ard arda dizip mantıklı birer cümle haline getirdiğinde müdürün yüzüne bakarak konuşmaya başladı. " Bana hakaret etti!. " Sesinin fazla yüksek ve sinirli çıktığını fark edip ses tonunu düşürdü. Müdür bu tavrının ardından kaşlarını kaldırmış sert bakışlarla yüzüne bakıyordu. " Bende dayanamadım ve kızın üzerine atladım. Bir kaç yumruk işte. Fazla hasar verebildiğimi zannetmiyorum. " Ses tonunu yumuşatmasının ardından ukala bir tutum takınmıştı. Müdürü sinir etmek uğruna her türlü ceza çekmeyi göze alabilirdi. Ki zaten bu tavırlarının ona pahalıya patlıycağını çok iyi biliyordu. Konuşmasından sonra yüzüne gıcık edici derecede bir sevimlilik yaydı. Bu şekilde gülümseyerek tam müdürün gözlerinin içine bakıyordu.
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
" Bana hakaret etti!. " dedi. Aman ne geçerli bir sebep. Senin hakaret edilmeyecek bir tavrın yok ki? Ukala, Lauibai. Bir de utanmadan sert ses tonuyla konuşuyor. " Bende dayanamadım ve kızın üzerine atladım. Bir kaç yumruk işte. Fazla hasar verebildiğimi zannetmiyorum. " ses tonunu alçaltmış fakat suratına çocukça bir gülümseme yerleşmiştirdi. Aklı sıra beni kızdıracaktı. Gerçi ben bu gülümseyemeye; sadece gerzekçe derdim ama. Yüzüne bakarak onun yaptığı gülümsemenin aynısını tekrar ettim ve "Zindanları temizleyeceksin. Ve özellikle Hufflepuff Yatakhanesini" dedim. Onunla alay edeceklerdi. Sanırım Hufflepuff'lılardan alay yemek pek zevkli olmayacaktı. "Aynı baban gibi olacaksın. Kendini efendi sanan ama birilerine uşak olan" dedim ve sakince yüzüne baktım. Daha bir çocuktu. Bacak kadar boyuyla gözümün içine bakmaya cüret ediyordu. Bu cesaret miydi? Slytherin'liler cesaretten anlamazlar ya. Dostlarını bırakıp kaçan, herkesi birbirinden ayıran, kaos yandaşı, yarı tırtlak kimseler. Hiç sinirli değildi. Fakat babasına bu kadar çok benzemesi onu çileden çıkarıyordu. "Aynı babana benziyorsun. Kavgacı, kibirli, haksız ve ahmak". İddiaya girebilirdim ki bu sesler kulağında yankılanıyordu. Gerçeği öğrenmesi lazımdı. Onun babası; Lord dedikleri adama; tapan, onun ayağını yalayan biriydi. Oysa hani Slytherin kimsenin önünde eğilmezdi? Hele, hele bir melezin! Oysaki rahmetsiz Lordları safkan değil, melezlerdi. Tanrım, ne acı.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
Hayır, hayır! Aynı gülümseme. Bu ifadeyi çok iyi biliyorum diye geçirdi içinden. Birazdan duyucaklarının onu çok rahatsız ediceğini tahmin edebiliyordu. "Zindanları temizleyeceksin. Ve özellikle Hufflepuff Yatakhanesini" Ahh! Yüce İsa! Yapmazdı! Böyle birşeyi yaparsa ne kadar küçük düşüceğini herşeyden iyi biliyordu. İtiraz etmek istedi ama kelimeler dudaklarından dökülmüyordu. Duvar kadar sert bir ifade yerleştirmişti suratına. Müdürün gözlerine bakmaya devam ediyordu. "Aynı baban gibi olacaksın. Kendini efendi sanan ama birilerine uşak olan" Sakin bir ses tonuyla devam ediyordu cümlesine. Kullandığı ses tonundan çok kelimelere takıldı kızın aklı. Müdürün söyledikleri doğruydu. Kötü olabilirdi ama doğruyla yanlışı her zaman tarafsızca ayırt edebilirdi. Babasının yaptığı yıllarca lord denen şu adama hizmet etmek olmuştu. Ve sonunda ölümden başka birşey kazanamamıştı. Kendisi asla kendini yüce sanan birine hizmet etmezdi. Hizmet diye bir kelime yoktu kızın lügatında. Sadece karanlık taraftaydı işte! Lord yandaşçısı asla değildi. Kendi kendine, devam etmeyi planlıyordu mücadelesine. Lord'a karşı gelen bir karanlık taraf mensubu olduğu için sonunun kesinlikle ölüm olucağını kestirebiliyordu. Ama çoktan düşünmüştü bunları. Her iki şekilde de sonu ölüme varıyordu zaten. Ve o , Lord denen herife hizmet etmemeyi seçmişti. Adı sadece kötü olarak anılıcaktı. Lord'a karşı gelen tek kötü olarak belkide! Kesin olarak bildiği tek birşey vardı ki, diğerlerinden daha önce tadıcaktı ölümü. "Aynı babana benziyorsun. Kavgacı, kibirli, haksız ve ahmak". Bir kez daha kelimeler kum saatinin tanecikleri gibi beyninde savrulurken babasına içinden bir kaç kelimeyle kızıyordu. Adlarının daha onurlu anılmasını sağlamak varken babası bunun aksini seçmişti. Yinede müdüre karşı içindeki duyguları belli etmek istemiyordu. Ellerini karnının biraz aşağısında birleştirdi. " Burda konu babam değil. Benim! " Hafif dudakları titremişti bunu söylerken. Duyguları yine savunmasız yakalamıştı Jamié Estaign'i. " Ve bu söylediklerinizin haricinde vericeğiniz her cezaya razıyım. " Cümlesini sonlandırdığında inlemeye benzer bir ses çıkmıştı dudaklarından. Bunu gerçekten yapamazdı.
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
" Burda konu babam değil. Benim! " demişti. Slytherin'de olsa duyguları vardı, ama değil mi? Hadi ordan! Buna kanmamı bekliyordu. Ardından; "Ve bu söylediklerinizin haricinde vericeğiniz her cezaya razıyım." dedi ve bunu söyledikten sonra; hafif bir inilti geçirdi. Gülümsedi ve "Duygularını anlıyorum. Fakat cezaya karşı gelmek de suçtur. Bu yüzden daha iyi bir ceza alacaksın. Hem Hufflepuff Yatakhanesini hem de Rawenclaw yatakhanesini temizleyeceksin" dedi taklit gülümsemesiyle. Onu mahkum etmeye çalışmalıydı. Yılanın başını küçükken ezeceksin. Aslında ezmek değildi amacım. Sadece kötülüğün onu kötü yerlere sürükleyebileceğini açıklamaktı. Oysa sanki onda bir bağı varmış gibi hissediyordu, Jacob. Hareketleri babasına benzemesine rağmen, fiziki olarak babasının b'sini bile andırmıyordu. Vereceği cevabı bekliyordu. İtiraz ederse; acaba ona ne yaptırayım diye sordu kendine. Hufflepuff Yatakhanesi, Rawenclaw Yatakhanesi ve Ev Cinleri ile aynı kıyafetlerle; Hogwarts için yemek hazırlama. Hiç bir Slytherin bu kadar azarlanmayı makul ve uygun göremezdi. Ev Cinlerine çektirdiklerini anlamalılar. Ve daha bir çok şeyi. Ve suratına bakarak; "Yüzünüz asıldı. Bence biraz daha ukalaca davranın ve cezanız çok daha gurur kırıcı olsun." dedi. İstediği buydu. Amacı buydu. Onu Hogwarts'a rezil etmek. Zaten; zor bir yük ile gelmişti, okula. Babasının, ölüm yiyen olduğunu herkes biliyordu. Ve Lord'a kul köpek gibi hizmet ettiği için; Slytherin'in bazıları bile onu sevmiyordu. Ama onda kraliçelik vardı.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
"Duygularını anlıyorum. Fakat cezaya karşı gelmek de suçtur. Bu yüzden daha iyi bir ceza alacaksın. Hem Hufflepuff Yatakhanesini hem de Rawenclaw yatakhanesini temizleyeceksin" Beni, benim silahımla vuruyor, diye geçirdi içinden kız. Müdür J. bunları söylerken Jamié'nin gülümsemesini taklit etmeyi sürdürüyordu. Rawenclaw yatakhanesini asla temizlemezdi. O kendini akıllı sanan şımarıkların kendisiyle alay ediceğini düşündü. Bunun sonucunda yine kavga çıkartabilirdi. Bu kesin birşey gibi duruyordu. Ve cezası katlanarak artardı. Bu cezayıda red ederse Gryffindor yatakhanesi olabilirdi sırada. Gryffindor Yatakhanesi! Bir kere daha düşününce bunu ister istemez dudakları aşağıya doğru kıvrılmıştı. İtiraz edemezdi bundan sonra. Ama Ravenclaw yatakhanesini temizlemek ona çok ağır gelmişti. Bunu başka birine yaptırabilirim, diye düşündü. Fakat eğer biri görüp ispiyonlarsa cezası tekrar katlanıcaktı. Müdürün kesinlikle ondan nefret ettiğine emindi. En ufak hareketini kollayıp daha çok ceza vermek için uğraşıyor gibiydi. "Yüzünüz asıldı. Bence biraz daha ukalaca davranın ve cezanız çok daha gurur kırıcı olsun." Bundan sonra sergileyeceği her hareket cezasını arttırmaktan başka işe yaramıycaktı. Babası yüzünden girdiği şu kavga başına ne işler açmıştı ama! Herkes babasına hakaret etmek peşindeyken nasıl sakin olabilirdi ki! Başını yerden kaldırıp, bakışlarını tekrar müdüre odakladı. Göz göze geldiklerinde başını öne eğmekten başka birşey yapamamıştı. Bu üst rütbedeki birine karşı olan çaresizlik gibi değildi. Çok farklıydı. Babasından azar yediği zamanlarda, babasının yüzüne bakamaması gibiydi. Başını önünden kaldırmadan fısıldadı : " Ya o kız? O hiç ceza almıycak mı? " Ağzından bir fısıltı halinde dökülen bu kelimeler başına iç açıcak türden değildi. Dingin bir ses tonuyla sorulan masum bir soru gibi gözüksede, en ufak yanlış hareketi kollayan bir müdür için artı puan kazandıracak birşey olabilirdi.
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
" Ya o kız? O hiç ceza almıyacak mı? " dedi. Haklıydı. O kızın da ceza alması lazımdı. Ama cezasını ona çoktan vermiştim. Kendisi şu an; hademe odasını temizliyordu. Jacob, asla ayrımcılık yapmamlıydı. Her ne kadar; ondan nefret etse de içinde ki bir parça ona bunları yaptırdığı için acıyordu. Neden olduğunu bilmiyordu, fakat böyle hissediyordu. Bir taraftan; babasından dolayı ondan nefret ediyor, mistik bir taraftan da onu seviyordu. Ciddi bir tavırla yüzüne baktı ve "Tabii ki alacak, aldı da. Hademelerin Odasını temizliyor" dedim. O sırada birazcık olsa da acısının dindiğini sanıyorum. Çünkü hademelerin odasını temizleme cezasını ona verseydim, daha da kızabilirdi. Hufflepuff-Rawenclaw Yatakhanelerini temizlerken; onunla çoğunlukla safkanlar dalga geçerdi. Fakat Hademelerin çoğu kofti ve melezdi. Burnu büyük Slytherin'lilere bu hiç ama hiç yakışmaz, değil mi? O sırada yüzüne baktım ve "Gözlerin okyanus mavisi, değil mi?" diye sordum. Çünkü Metafortmagus özelliğimle dönüştüğüm kişinin de gözleri okyanus mavisiydi. Bu kızla bu kadar çok ortak yönümüz olması garipti. Saçları da sarı. Aman tanrım! Ne kadar benziyorduk. Ama şu an tamamen siyah saçlı ve gözlüydüm. Bana benzemiyordu. O sadece metafortmagus diye düşündüm. Hem benzesek ne olacaktı ki? Sadece bir kaç şüphem vardı. O zaman çok gençtim. Şüphelerim gerçek olamazdı.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
"Tabii ki alacak, aldı da. Hademelerin Odasını temizliyor." Ah, kız fazlasıyla şanslıydı. Gryffindor'lu olduğu için daha önceden hademelerle dalga geçtiğini zannetmiyordum. Bu yüzden onunla şu temizlik işini yaparken dalga geçebilcek kimse yoktu. Belki bu cezadan haberdar olan bir kaç kişi. Ama ben Rawenclaw ve Hufflepuff yatakhanelerini temizlerken herkes orada olucaktı. Bu çok küçük düşürücü bir durumdu. Şu kendisini zeki sanan ahmaklara ve iyilik meraklısı pollyannalara birde macera meraklısı Gryffindor'lular eklenicekti. Tüm okulun yaklaşık 1 veya 2 hafta kadar beni konuşacağı berbat bir olay. "Gözlerin okyanus mavisi, değil mi?" Beklemediğim bir anda gelen soru birden bire afallamamı sağlamıştı. Onaylar gibi başımı salladım. " Ailemde hiç kimse okyanus mavisi gözlere ve sarı saçlara sahip değil aslında. Babam benim aksime fazlasıyla esmer. Ve annemde baya kumral. " Neden benden nefret eden biriyle bunları paylaştığımı bilmiyordum. Az daha çenemi tutamayıp bazen babamın sinirlendiğinde aileden hiç kimseye benzememem hakkında yaptığı ve bana iğrenç gelen esprilerden bahsedicektim. Neyse ki son anda susmayı becermiştim. Yaptığım açıklamanın sonrasında başımı önümden kaldırabilmiştim. Müdürün suratına bakarken eskisi kadar sinirli olmadığını görüyordum. Yada fazlasıyla iyi bir oyuncuydu ve nefretini en iyi şekilde gizleyebiliyordu.
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
" Ailemde hiç kimse okyanus mavisi gözlere ve sarı saçlara sahip değil aslında. Babam benim aksime fazlasıyla esmer. Ve annemde baya kumral. " demişti. Suratımda oldukça samimi bir gülümseme yerleşti. Ve; "Anneni oldukça iyi tanırdım, Estaign." deyip gülümsedim. "Tanrı ruhunu korusun!". Annesiyle bir geçmişimiz vardı. Fakat öldürülmüştü. Kocasının saçma davası yüzünden. Ölüm Yiyenlere karşı gelen; başka bir karanlık grup onu öldürmüştü. O zaman 20 yaşımdaydım. Tam 9 sene geçmişti aradan. Dile kolay 9 sene. O sırada yavaşça; metafortmagus halime dönüştüm. Yüzüne baktım ve; "Okyanus Mavisi gözler, sarı saçlar?" diye tekrarladım. Ciddi, ciddi yüzüne bakıyordum. Benim minik bir kız kopyam gibiydi. İnanılmaz. Ama sanırım inanmaya başladım.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
"Anneni oldukça iyi tanırdım, Estaign." Cümle içinde o sevmediği soy adımı kullansa bile içten bir gülümseme yayılmıştı müdürün suratına. Şaşkın surat ifademle ve büyüyen gözlerimle onu takip ediyordum. "Tanrı ruhunu korusun!" Babamı sevmiyordu ama annemi oldukça sevdiği belliydi. Annemin ölümünü, gözlerimin önünde son nefesini verdiği anı beynimde en arka köşeye itmiştim o an için. Merak ettiğim birşey vardı. Ailemi bu kadar sevmezken annemi nasıl tanıyordu? Hemde çok iyi tandığını iddaa ediyordu. Yalan söylemediği her halinden belliydi. Böyle birşey için kim saçma bir yalan söylerdi ki zaten. Merakmı bastırmaya çalışarak okul müdürümüzün yüzüne bakmaya devam ediyordum. Oda en az benim kadar düşünceliydi. Ve bir anda.. Neler oluyordu böyle?! Of, tanrım gerçekten şu anda aklımdan endişe duyuyordum. Sadece metafortmagus haline dönüşüyordu işte. Peki, neden? Yüzü yavaş yavaş başka bir hal alırken saçları çok az kısalmış, saç ve göz rengi değişmişti. Okyanus mavisi gözler ve açık sarı saçlar! O an da bana ne kadar çok benzediğini fark ettim. Neredeyse tıpa tıp aynıydık. Erkek ikizim gibiydi sakin. "Okyanus Mavisi gözler, sarı saçlar?" Farklı olan tek şey duygularımız gibi gözüküyordu. Ben her zaman nefret ve öfkeyle eğitilmiştim. Ve Jacob Pentagon ise iyilik ve sevgiyle. Ama şu an önemli olan bu değildi. Fiziksel olarak birbirimizden hiç farkımız yoktu. Masaya bir kaç adım daha yaklaştım. " Çok benziyoruz. " dedim. Sesimde gizleyemediğim bir hayranlık yatıyordu.
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
" Çok benziyoruz. " demişti. Evet çok benziyorduk. İnanılmaz derecede. Sesinde gizlenilemeyen bir hayranlık vardı. Tanrım! Bu kızı öfke ile büyütmüşlerdi. Onu sevgi dolu biri yapmak çok uzun süre alabilirdi. Yüzüne baktım ve "Belki de bir sebebi vardır, çocuk" dedim. Gözlerimle ona buruk, buruk bakarak. "Umarım öğrendiğinde; öfken artmaz" diye tekrarladım. Artık her şey açıktı. Yapboz tamamlanmıştı. James Estaign'in, ölüm yiyenlerle gittiği o gün; 21 Şubat 1994 idi. 18 yaşındaydık. Ve o gün; ilk defa bir bayanla bütünleşmiştim. Şimdi ise ortada Jamie vardı. Babasına zerre kadar benzemiyordu. Ve benim kopyam gibiydi. Oldukça açıktı. Fakat bunu; ağzımla söylemezdim. Umarım farketmezdi. Gerçi farkederse de ne yapabilirdim ki!? O benim kızımdı. Keşke bunu bana daha önce söyleselerdi. Mutlu olurdu. Sevinçli olurdu. Ve bu güzelliği; insanlara, Avada Kedavra yapmakla çirkinleştirmezdi. İçim yanmaya başladı. Gözlerim yavaş, yavaş doldu ve içim aşk ile "Kızım" diye haykırıyordu. Çaktırmamaya çalışarak; "Jamie" dedim. Kapıya baktıktan sonra; "Lütfen" diye tekrarladım. Gitmesi gerektiğini anlamıştı.
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
Geri: Yine mi?..
"Belki de bir sebebi vardır, çocuk." Bu olanlardan hiçbir şey anlamıyordum. Anlayamıyordum. Bana doğru düzgün herşeyi anlatabilcek bir Müdür Pentagon birde annem vardı. Anneme burdan çıkar çıkmaz baykuş yolluyabilirdim. Yada bu konuyu yüz yüze konuşsak daha mantıklı olurdu. Bunun içinde tatili beklemem gerekti. Bir diğer seçeneğim olan Müdür Pentagon'un ise sevmediği birine geçmişini anlatmak istemiyceğini düşünüyordum. Bakışları rahatsız etmenin aksine tuhaf hissetmeme neden oluyordu. "Umarım öğrendiğinde; öfken artmaz." Neyi öğrendiğimde? Hem öfkem neden artıcakmış? Kafamın içinde bir sürü soru yankılanıyordu. Şaşkın şaşkın müdürün yüzüne bakmaya devam ediyordum. Bay Pentagon ise yavaş yavaş burulmaya başlamıştı. Duygularını gizlemek için büyük çaba harcıyordu. Peki nedendi bu duygular? Herşey cevapsız asılı kalmıştı havada. "Jamie." Bu bir mucize olmalı. Bay Pentagon'un ağzından adımı duyabilceğimi hiç tahmin etmezdim. Hatta aklımın ucundan bile geçmezdi. Mr. Pentagon başıyla kapıyı işaret ettiğinde gitmem gerektiğini anlamıştım. Ama o yinede bu isteğini sonuna 'lütfen' kelimesini eklemişti. Yüzüme tekrar yayılan şaşkınlıkla kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda sormam gereken ve cevap alabilceğim tek soru için Bay Pentagon'a döndüm. " Acaba cezamı ne zaman çekicem? "
Jamié C. Estaign- Slytherin V. Sınıf
- Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 05/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(80/100)
Uçuş Gücü:
(40/100)
Galleon:
(30/100)
Geri: Yine mi?..
Acaba cezamı ne zaman çekicem? " demişti. Buruk bir gülümseme yerleşti suratıma. Ardından; "Ceza meza yok Jamie" diye tekrar ettim. İçim acımıştı. O canımın bir parçasıydı ve asla hissetmeyeceğim duyguları bana 1 saniyede hissettirebilirmişti. Tam çıkacakken; "Gitme" dedim. Son kez gözlerine baktım ve gitmesini işaret ettim. Koskoca oda da yalnız kalmıştım. Oturduğum sandalyede elime aldığım kağıt ve kalemle; annesine; Lily'ye, eski adıyla Lily'me mektup yazıyordum.
"Sevgili Lily. Ben Jacob. Öncelikle sana teessüf ederim. Bir kızım olduğunu söylemeliydin. O şu an da bilmiyor, fakat öğrenecektir.
Jacob."
yazdım ve masanın üstüne bıraktım. Bu sırada dışarı çıktım ve gölün yanında çimlerin üzerine oturdum. Sakince. Kızımı düşünerek.
[SON]
"Sevgili Lily. Ben Jacob. Öncelikle sana teessüf ederim. Bir kızım olduğunu söylemeliydin. O şu an da bilmiyor, fakat öğrenecektir.
Jacob."
yazdım ve masanın üstüne bıraktım. Bu sırada dışarı çıktım ve gölün yanında çimlerin üzerine oturdum. Sakince. Kızımı düşünerek.
[SON]
Jacob Nathaniel Pentagon- Admin|Hogwarts Müdürü|Zay Lideri & Zihinbend Profesörü
- Yaş : 31
Nerden : Hogwarts
Mesaj Sayısı : 221
Kayıt tarihi : 01/09/10
Değerler
Rpg Puanı:
(100/100)
Uçuş Gücü:
(100/100)
Galleon:
(100/100)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz